Domateslerimiz kazasız belasız meyvelerini verdiler. Bunda 3 haftalık yokluğumuzda onlarla ilgilenen sevgili komşularımızın da payı büyük. Hiç de sorun çıkarmadılar bize, sadece bir iki kez arap sabunlu karışımdan püskürtmem gerekti, o kadar. Fakat Ankara şartlarına göre biraz geç kaldığımdan henüz çok küçükler, soğuklara kalmadan birazını olsun toplayabilirim diye umuyorum.
Bu arada farklı türleri biraraya dikmemem gerektiğini sonradan öğrendiğim için, onları bahçeye geçirmiş bulundum ve öyle kaldılar. Ayaş domatesleriyle pembeler çok da iyi geçiniyorlar aslında ama sonradan iki pembiş fidesini onlardan uzağa bir saksıya diktim. Tabi saksıdakiler daha yavaş gelişti, henüz bir tanesi minicik bir meyveyi güç bela besliyor. Eğer o minik yaz bitmeden kendini kurtarabilirse tohumu ondan alacağım, yoksa mecburen diğerlerinden..
İşin en zor tarafı onları evdeki 2,5 yaşındaki meraklı haylazdan korumaktı, bunu başarabilirsem artık herşeyi başarırım!